Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

Daru's-Sunne Neşidler

1 Haziran 2016 Çarşamba

Orucun Lezzeti


Orucun Lezzeti
Tercüme: Ebu Muaz

Bismillahirrahmanirrahim

1- Oruç tutmak Allah Azze ve Celle’nin sevgisidir: Ramazan ayını Allah’ın sevgisiyle karşılamak ne kadar da güzeldir! Ey kalp!.. Orucunda Allah’ın sevgisini hissediyor musun? Orucun hakikatini ve Allah Teâlâ’ya sevgini öne geçirerek nefsin için sevdiğin şeyleri terk etmeni düşün. Nitekim kudsî hadiste Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: “Yemesini, içmesini ve arzusunu benim için terk etti.” Buhari ve Müslim rivayet etmiştir… Sevdiğin ve kendisine ibadet ettiğin rabbin için aç ve susuz kalmandan daha lezzetli ne olabilir ki!.. Allah’ım! Senden senin sevgini, sevdiklerinin sevgisini ve beni sevgine yakınlaştıracak amelin sevgisini isterim.

2- Oruç tutmak Allah Azze ve Celle’ye tevbedir: Ey Allah’tan gafil oluşu uzayan kimse!.. Bu günler bağışlanma günleridir… Cennet kapılarının açıldığı, cehennem kapılarının kilitlendiği ve şeytanların zincire vurulduğu günlerdir… Ne bekliyorsun? Eğer Ramazan’da tevbe etmezsen günahlardan ne zaman tevbe edeceksin? Namazı terk etmekten, ana babaya isyandan,  açılıp saçılmaktan ne zaman tevbe edeceksin?... Bana ne oluyor da senin orucunda mubah olan yiyecek ve içecekleri Allah Teâlâ için terk edip, sonra da haramlara düştüğünü görüyorum! Kendinle nasıl çelişirsin! Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor: “Allah’ın yalan sözü ve onunla ameli terk etmeyen kimsenin yeme içmeyi terk etmesine ihtiyacı yoktur.” Bunu Buharî rivayet etmiştir. Yine şöyle buyurmuştur: “Nice oruçlu vardır ki, orucundan nasibi açlık ve susuzluktan başka bir şey değildir.” Taberani Mu’cemu’l-Kebir’de rivayet etmiştir.

3- Oruç tutmak, Allah Teâlâ’nın şuurunda olmaktır: Ey oruçlu kardeşim!.. Kendinle yalnız kaldığında oruçlu olduğunu düşün… Orucunu bozmaya kalkmıyor ve şöyle diyorsun: “Muhakkak ki Allah nerede olsam beni görmektedir…” Evet… Allah Teâlâ, kudsî hadiste şöyle buyurmuştur: “Âdem oğlunun her ameli kendisi içindir. Ancak oruç benim içindir ve onun karşılığını ben veririm. O kulumla benim aramda sırdır.” O halde niçin her amelimizde, her sözümüzde, her hareket ve durgunluğumuzda ve her halimizde Allah’ın bizi gördüğünü düşünüp, O’nu görüyormuş gibi ibadet etmiyoruz?

4- Oruç tutmak dünyada zühddür: Oruçlu kardeşim! .. Sanki dünyayı boşamış gibisin… Hal dilin şöyle diyor: “Ey dünya! Yiyeceğine, içeceğine ve şehvetlerine ihtiyacım yok… Ben rabbime gidiyorum…” Bu halinle yiyip içmeyen, gece gündüz bıkmadan tesbih eden mukarreb meleklere benziyorsun!.. Öyleyse dünyadan oruç tut ve ölümünden sonra rabbin Azze ve Celle ile karşılaşmanı iftarın kıl!.. “Dünyada garip gibi veya geçip giden bir yolcu gibi ol.    

5- Oruç tutmak, insanlara iyiliktir: Oruçlu kardeşim!... Orucunda açlığı ve susuzluğu hisset ve Allah’ın senin üzerindeki nimetlerini düşün… Yoksul kardeşlerini düşün… Allah Teâlâ’ya nimetlerinden dolayı şükret ve kullara iyilik et… Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem iyilik konusunda insanların en cömerdi idi. En fazla da Ramazan ayında cömertlik yapardı… Bu büyük sevabı unutma!.. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Kim bir oruçluya iftar ettirirse, onun sevabının aynısı kendisine de yazılır.” Bunu Tirmizi, Nesai ve İbn Mace rivayet etmişlerdir.

6- Oruç tutmak Allah Teâlâ için sabretmektir: Oruçlu kardeşim!.. Orucunu düşün… Onda Allah Teâlâ’ya itaatten dolayı sabrı, günah işlememek için sabrı, açlık ve susuzluğun elemine karşı sabrı ve bunların Allah Teâlâ’nın takdiri olduğunu göreceksin… Oruç, sabrın üç türünü bir araya getirmiştir. Sabır, imanın başı ve iyiliğin özüdür. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Bir kimseye sabırdan daha hayırlı ve daha geniş bir bağışta bulunulmamıştır.” Buhari ve Müslim rivayet etmişlerdir… Şu an sabah namazını cemaatle kılmaya sabretmeye çalış. Taat işlemek için sabretmeye çalış. Tesettürünü muhafaza etmek için sabretmeye çalış. Zinadan, faizden ve diğer günahlardan uzak durmak için sabretmeye çalış. “O’na kulluk et ve kulluğunda sabret”...

7- Oruç tutmak, ahlak okuludur: Allah Teâlâ için zillet ve Allah’ın kullarına tevazu göstermeyi bir araya getiren ne güzel bir ibadettir bu! Zira bir kimse sana hakaret etse veya sana karşı cahillik etse “Ben oruçluyum, ben oruçluyum” dersin… Oruçta ağırbaşlılık ve affediciliği bulursun… Öfkeyi yutmayı ve vazgeçmeyi görürsün… Şehvetlere karşı iffetli olmayı bulursun… Cömertliği ve eli açıklığı bulursun… Gerçekten oruç tutmak bir ahlak okuludur…

8- Ramazan ayında Kur’ân okumak: Allah için kurumuş olan dilinin Allah’ın kelamıyla yaş kalması ne kadar güzeldir! Gecelerini Kur’ân ile süslemen ne kadar güzel olur. Zira gündüzünü oruç tutmakla süslemiştin! Oruç şöyle der: “Ey rabbim! Onu yeyip içmekten ve şehvetten alıkoydum. Beni ona şefaatçi kıl” Kur’ân da şöyle der: “Onu gece uyumaktan alıkoydum. Beni ona şefaatçi kıl” Nebi sallallahu aleyhi ve sellem Kur’ân’ı Cibril aleyhi's-selâm’a arz ederek okurdu. İmam Malik rahimehullah Ramazan ayı girdiği zaman hadis kitaplarını bırakır, Kur’ân okumaya yönelirdi. İmam Şafiî rahimehullah Ramazan ayında Kur’ân’ı altmış defa hatim ederdi…

9- Kur’ân’ı düşünmek: Oruç tutan ve Kur’ân’ı okuyan kardeşim!.. Kendi kendine biraz dur… Amellerinde ve ahlakında bir değişme var mı? Allah Teâlâ’nın şu ayetini okudun:

قَدْ أَفْلَحَ الْمُؤْمِنُونَ (1) الَّذِينَ هُمْ فِي صَلَاتِهِمْ خَاشِعُونَ (2) وَالَّذِينَ هُمْ عَنِ اللَّغْوِ مُعْرِضُونَ (3) وَالَّذِينَ هُمْ لِلزَّكَاةِ فَاعِلُونَ (4) وَالَّذِينَ هُمْ لِفُرُوجِهِمْ حَافِظُونَ (5)

Mü'minler kurtuluşa ermişlerdir. Çünkü namazlarında huşu duyanlar onlardır; Boş şeylerden yüz çevirenler onlardır. Zekâtı verenler onlardır. Irzlarını koruyanlar onlardır.” (Mu’minun 1-5) Bundan başka ayetleri de okudun… peki ne yaptın?.. Ey kalp!... Kur’ân’ın anlamlarını düşünmez ve amel etmezsen, harflerini okumandan dolayı ondan bir nasibin olamaz… Kur’ân’ın bereketine ancak anlamlarını düşünerek tefekkür etmekle ulaşabilirsin. Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

كِتَابٌ أَنزلْنَاهُ إِلَيْكَ مُبَارَكٌ لِيَدَّبَّرُوا آيَاتِهِ وَلِيَتَذَكَّرَ أُولُو الألْبَابِ

Bu Kur'ân, akıl sahiplerinin, âyetlerini düşünmeleri ve ibret almaları için sana indirdiğimiz mübarek bir Kitaptır” (Sad 29)

10- Ramazan’da umre: Ey Allah’ın kulu!.. Ey Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’i seven kişi! Şayet sana: “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şu an Mekke’de ve bu sene hac yapacak” denilse… Allah’a yemin olsun onunla karşılaşmak için her şeyi terk eder, dünya ve içindekileri hacda onunla arkadaşlık etmek için feda edersin… Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor: “Muhakkak ki Ramazan ayında yapılan umre, benimle beraber hac yapmak yerine geçer.” Buhari ve Müslim rivayet etmişlerdir.

11- Ramazan ayında dizilerin tehlikesi: Birimiz değerli bir misafirini hiç öldürür mü?.. Ey oruç tutan kardeşim! Dizileri ve düşük komedileri takip etmekle, eğlencelerle sabahlamakla, uyuyarak namazları geçirmek suretiyle Ramazan ayını öldürmekten sakın!... Orucun hakkında Allah’tan kork!.. Sanki orucun ruhsuz bir ceset gibidir… Cabir radıyallahu anh şöyle demiştir: “Oruç tuttuğunda kulağın, gözün ve dilin de, yalandan ve günahlardan oruç tutsun. Hizmetçiye eziyet vermeyi terk et. Böylece üzerinde vakar ve sakinlik olsun. Oruç tutmadığın günlerle oruç tuttuğun günler aynı seviyede olmasın.” Nerede bunun ruhu ve hakikati! “Umulur ki sakınırlar”.

12-  Ramazan’da israf: Ramazandan önce çarşıya gir ve bir de Ramazan ayında gir. Sanki insanlar büyük bir kıtlığa ya da büyük dünya savaşına hazırlanıyor gibiler!! Subhanallah… Bazı insanlara göre Ramazan çeşitli yiyecek ve içecekler için gösteri haline geldi… Başaramıyor ve hüsrana uğruyorlar. Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

إِنَّهُ لا يُحِبُّ الْمُسْرِفِينَ

Şüphesiz ki Allah israf edenleri sevmez.” (En’âm 141) Onlar Ramazan ayında yiyecek sofralarından (yemek vakitlerinden) başka bir şey değiştirmediler… Allah’tan korkalım ve orucun kıymetini bilelim.

13- Sahurun bereketi: Kalbini uyandır da seninle beraber sahur yapsın!! Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Muhakkak Allah ve melekleri sahur yapanlara salât ederler.” Bunu Taberani, Mu’cemu’l-Evsat’ta ve İbn Hibban rivayet etmişlerdir. Sahur yaparak sünnete uy ve Kitap ehline muhalefet et. Günün kalanında Allah’a taat için sahur ile kuvvetlen. Bu sayede Allah Teâlâ’nın gecenin son üçte birinde nüzul ettiği anda dua ve zikir yapabilirsin… Sahurundan nasibin sadece karın tokluğu olmasın. Durum tıpkı Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şu hadisinde bildirdiği gibidir: “Sahur yapınız. Zira sahur berekettir.” Buhari ve Müslim rivayet etmişlerdir.

14- Oruç tutmak, Allah Teâlâ için zilletle boyun eğiştir: İftar sofrasında efendim Allah Azze ve Celle’den yemek için izin beklerim. Ben ise düşük bir köleyim… Fakir ve muhtaç… Kulluk sunmakla lezzet duyarım… İftarda acele ederim… Rasulüm’ün sünnetine uymak için ve Rabbim Azze ve Celle’ye ibadet için bunu yaparım… Hurma ve soğuk su, aç ve susuz kimse için ne kadar da lezzetlidir!.. Rabbimin nimetiyle sevinirim ve kalbimden O’na şükür kaynaklanarak şöyle derim: “Susuzluk gitti, damarlar ıslandı, ecir sabit oldu inşallah…” Kalbim, Rabbimin rahmetiyle ferahladı. Çünkü bu günün orucunu tutmaya beni muvaffak kıldı… Yarın ise en büyük sevinç vardır… Rabbimle karşılaştığım ve Allah Azze ve Celle’nin kerim veçhine bakacağım gün!..

15- Fıtır zekatı: Ramazan ayının sonu ne kadar da güzeldir?!.. Rahmet ve iman ayının sonu… Onu rahmet ve ihsan ile tamamlamak… Nitekim orucunu fıtır zekâtı ile tamamlıyorsun. Bu oruçlu için boş ve müstehcen konuşmalardan bir temizliktir, yoksullar için yiyecektir… Fıtır zekâtını hazırlamayı ve vermeyi geciktirme. Bazen vakit sana dar gelir de bayram sabahı günah ve pişmanlıkla oturursun…

16- Oruçlunun duası kabul edilir: Bu ne güzel bir alakadır! Bakara suresinde oruç ayetlerini düşün… Oruç ayetleri arasında duaya icabet edileceğine dair ayeti göreceksin… “Kullarım sana Beni soracak olurlarsa muhakkak Ben yakınım, dua edenin duasına icabet ederim.” Hatta Allah, “el-Karîb” (yakın) ismini bu konumda nasıl özellikle zikrediyor bir düşün!.. Oruç tutan Rabbi Teâlâ’ya yönelmiş ve O’nun için şehvetlerini terk etmiştir. Böylece Allah Teâlâ’ya yakınlaşmıştır. Allah onun duasına nasıl icabet etmesin… Ey oruçlu!.. yakınlaş… Sonra yine yakınlaş… Ellerini aç ve el-Karîb ve el-Mucîb’den (Kullarına pek yakın olan ve dualara icabet eden Allah’tan) iste… Dua gibi hacetleri gideren, maksatları ele geçirten başka bir şey yoktur…

17- Kadir gecesi: Rabbimiz! Bağışlarından dolayı hamd sanadır… “Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır.” Eğer bu sene kadir gecesine muvaffak olursan Allah Teâlâ’ya seksen üç yıl ibadet etmiş gibi olursun. Hatta Rabbimiz Azze ve Celle “Bin ay gibi veya ona denk” dememiş, “daha hayırlıdır” demiştir… Peki ya her sene o geceyi değerlendirirsen nasıl olur?... Sanki sen yüzlerce sene Allah Teâlâ’ya itaat etmiş gibi olursun… Bu yüzden Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem Ramazan ayının son on gecesi girdiğinde geceleri ihya eder, aile halkını uyarır, ibadet için kolları sıvardı. Başka zamanlarda olmadığı kadar bu gecelerde ibadete gayret ederdi… Ey oruç tutan!.. Senin de ciddiyetle çalışıp gayret etmen gerekir… Bu geceyi uyku ve gafletle nasıl kaçırırsın?.. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Kadir gecesinden mahrum kalan hayrın tamamından mahrum olmuştur. Onun hayrından ancak mahrum kimse mahrum edilir.” Bunu İbn Mace rivayet etmiştir.

18- Teravih namazı ve geceyi değerlendirmek: Bu gecenin dünyada benzeri yoktur… Bin aydan hayırlıdır… Senelik kaderler bu gecede takdir edilir… O gece Cibril ve seçkin melekler aleyhimu's-selâm nüzul ederler. Ta ki yeryüzündeki taşlardan daha fazla sayıda melek iner… O gece kötülükler bağışlanır, rahmetler iner… Bunun sırrı nedir? Şüphesiz o Kur’ân-ı Kerim’in indirildiği gecedir… İşte bunun sırrı budur!.. Bu gecelerde teravih namazının ve geceyi değerlendirmenin değerini bil. Kur’ân’ın indirilmesi ve Kur’ân ayı nimeti için şükret. Kur’ân okumayı, teravih namazı kılmayı ve geceyi değerlendirmeyi bir araya getir… Ey oruçlu kardeşim, Kur’ân ile ve Rahman için boyun eğerek lezzet bul… Düşüncen yapacağın ibadeti hafif tutarak acele etmek olmasın. Nice kıyam eden vardır ki bu kıyamından nasibi uykusuzluktur.

19- Son on gecede itikaf: Sevdiğin Allah Azze ve Celle ile yalnız kalarak ibadet etmek ne kadar tatlıdır!.. Kalbini buna topla, Allah Teâlâ’nın zikriyle meşgul ol, başkasını zikretmeyi bırak… Zira bu itikâf ibadetidir… Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem vefat edinceye kadar Ramazan aylarının son on günlerinde itikâfa girerdi. Ondan sonra da hanımları itikâfa girerdi… Bu, insanlarla ünsiyet yerine, Allah Azze ve Celle ile ünsiyet etmeni sağlayan bir ibadettir. Böylece bütün düşüncen Allah ile olur. Sadece Allah’ın zikriyle meşgul olursun. Hiçbir dost ve yakının olmayacağı kabir anındaki yalnızlık için hazırlık yap ve Allah Azze ve Celle ile ünsiyet kur… Kalbini itikâf cennetine girmekten mahrum etme. Şüphesiz bu ancak sayılı günlerdedir…

20- Ramazana veda: Subhanallah… Ramazan ayından geriye ne kaldı?! Günleri ve geceleri göz açıp kapayıncaya kadar geçti!.. Kalpler Ramazan ayına hasretle inliyor… Kalbimde bir kırıklık ve gönlümde bir sıkıntı hissediyorum. Oruç ve Kur’ân ile günleri değerlendirmekten yana yazık!.. Ramazan ayına yetişip de bağışlanmayan kimsenin burnu yerde sürünsün…

Allah’ım! Ramazan ayımızdan ayrılıktan dolayı kalplerimizin kırıklığını gider, bizden amelleri kabul et ve bizi bağışla… Rabbimiz! Sana ne kadar ibadet etsek, ne kadar oruç tutsak ve kıyam etsek, kulluk ve ta’zimi hakkıyla yerine getiremeyiz. Affetmenden başka elimizde bir şey yoktur. Bu yüzden Nebî sallallahu aleyhi ve sellem bizi Ramazan ayının son gecelerinde şu duayı yapmaya yönlendirmiştir: “Allah’ım! Muhakkak sen affedicisin. Affetmeyi seversin. Beni de affeyle.” Bunu Tirmizi rivayet etmiştir.

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)