Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

Daru's-Sunne Neşidler

21 Mayıs 2017 Pazar

Misyar Nikahı, Haram Olan Mut'a Nikahı ve Örfî Nikah

Misyar, Mut’a ve Örfi Evlilik Arasındaki Farklar
Suleyman b. Salih el-Haraşî
Tercüme: Ebu Muaz 
Bazı insanların “Misyar evliliği”, “Mut’a nikahı” ve “Örfî” evliliği birbirine karıştırdıklarını gördüm ve bu üç tür evliliği tarif etmek, bunlar arasındaki farkları özet bir şekilde açıklamak istedim. Şeyh Abdulmelik el-Mutlak’ın “Zevacu’l-Misyar” adlı risalesinden ve Üstad Cemal b. Mahmud’un “ez-Zevacu’l-Urfî Fi Mizani’l-İslam” kitabından nakiller yaptım.

Tanım:

1- Misyar evliliği: Kişinin kadınla evlenirken nikâhın rükünlerini yerine getirerek meşru bir akit yapmasıdır. Lakin kadın mesken ve nafaka haklarından vaz geçer.
2- Mut’a evliliği: Kişinin belirli bir süre için bir mal karşılığında bir kadınla evlenmesidir. Bu belirlenen süre bittiğinde talak söz konusu olmaksızın nikâh da sonlanır. Bunda nafaka ve sükna gerekli koşulmaz, müddetin dolmasından önce eşlerden birinin vefatı halinde aralarında miras hükümleri geçerli değildir.
3- Örfî evlilik: Bunun da iki çeşidi vardır:
a- Bâtıl olan örfî evlilik: Kişinin kendisi ile kadın arasında, evliliği kabul ettiklerine dair bir belge yazarak iki kişinin de buna şahitlik etmesidir. Bu belge iki nüsha olur ve biri erkekte, diğeri kadında kalır. Erkek kadına mal (mehir) verir. Velisiz kıyıldığı ve ilan edilmeyip gizlilik üzere yapıldığı için bu nikâh batıldır!
b- Meşrû olan örfî evlilik: Bu, sıradan evlilik gibidir lakin özel açılardan resmî kayıt altında değildir. Bazı âlimler, özel açılardan kayıt altına alınmadığı (resmileştirilmediği) için bunu haram görmektedirler. Zira bilinen bazı sorunlara sebebiyet vermektedir.

 Meşrû Olan Örfî Evlilik İle Misyar Nikâhı Arasındaki Benzer Noktalar:

1- Her iki evlilikte de nikâh akdi, fakihler katında ittifak edilmiş olan; icap, kabul, şahitler ve veli izni gibi bütün meşru nikâh rükünleri ve şartlarını tamamlamıştır.
2- Her iki evlilikte de eşlerin birbirlerinden faydalanmaları mubahtır, nesep sabit olmakta, aralarında miras hukuku geçerli olmakta ve meşru nikâhtan dolayı akrabalık mahremiyetleri söz konusu olmaktadır.
3-  Her iki evlilikte meydana gelebilecek sorunlar bakımından da birbirine benzer; mehirin pahalı olması, kadının evde çokça durması, talak hakları, ilk eşin, kocasının ikinci evliliğini istememesi, kocanın eşlerden birinden daha fazla faydalanması, kişinin ilk ailesini ihmal etmesinden korkulması gibi riskler her iki tür evlilikte de söz konusudur.
4- Her iki evlilikte de genellikle aile yaşamında diğer eşten gizlilik hakimdir.

Misyar Evliliği İle Örfî Evlilik Arasındaki Farklar

1- Misyar evliliği hükümet dairelerinde resmi kayıt altına alınır.[1] Lakin örfî nikâh asla resmen belgelenmez.
2- Örfî evlilikte nikâhın bütün sonuçlarıyla beraber nafaka ve mesken hakkı da vardır. Misyar nikâhında ise eşler nafaka ve mesken hakkının düşürülmesinde anlaşırlar.

Misyar Evliliği İle Mut’a Evliliği Arasındaki Farklar

1- Mut’a nikâhı belli bir zamanla kayıtlıdır. Misyar nikâhı ise vakitle sınırlı değildir ve bu nikâh ancak talak ile bozulur.
2- Mut’a nikatında; nesebin ispatı dışında; nafaka, sükna[2], talak, iddet, miras hukuku gibi meşru nikâhın etkileri söz konusu değildir. Misyar nikâhında ise, nafaka ve süknâ dışında bu etkilerin hepsi söz konusudur.
3-  Mut’a yapılan kadına karşı talak (boşama) söz konusu değildir. Bilakis anlaşılan süre sona erdiğinde ayrılık gerçekleşir. Misyar nikâhı ise böyle değildir.
4- Mut’a nikâhında veli izni ve şahitler şart koşulmaz. Misyar nikâhında ise veli izni ve şahitler şarttır.
5- Mut’a nikâhında kişi dilediği kadar kadınla evlenir. Misyar nikâhı ise böyle değildir. Kişinin hepsiyle de misyar nikâhıyla evlense bile dörtten fazla kadınla evlenemez.
Misyar Evliliği Hakkındaki Fetva:
Misyar nikahının mubah olduğunu söyleyenlerden Şeyh Abdulaziz b. Baz rahimehullah’a, ikinci evlilik yapmak isteyen birinin, ikinci eşini babasının evinde bırakması şartıyla, muhtelif vakitlerde bu eşine gitmek üzere evlenmesi sorulunca şöyle cevap vermiştir:
“Dinen muteber olan nikâh şartları yani velinin izni, eşlerin buna rızası ve iki adil şahidin nikâh akdine şahitlik etmesi, eşlerin manilerden selamette olması yerine geldikten sonra bunda bir sakınca yoktur. Zira Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
“Yerine getirmeye en layık olan şartlar, kendisiyle fercleri helal kıldığınız şartlardır.” Yine şöyle buyurmuştur:
“Müslümanlar, şartlarına bağlılık gösterirler.” Eğer eşler kadının ailesinin yanında kalması şartıyla anlaşırlarsa veya taksim sadece belirli günlerde gündüzleri veya geceleri olacak şekilde anlaşılırsa bunda sakınca yoktur. Ancak nikah gizli olmamalı, ilan edilmelidir.”

Misyar Evliliğine Cevaz Veren Âlimlerin En Önemli Delileri

1- Bu evlilik, icap, kabul, iki tarafın rızası, veli izni, mehir ve şahitler olmak üzere nikahın bütün rükün ve şartlarını içermektedir.
2- Sünnette, müminlerin annesi Sevde radiyallahu anha’nın kendisine taksim edilen günlerini Aişe radiyallahu anha ile geçirmesi için Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e hibe ettiği sabit olmuştur. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bu yüzden Aişe radiyallahu anha için iki gün taksim etmişti. Bunu Buhârî rivayet etmiştir.
Bu hadisin delil olma yönü şöyledir: Sevde bt. Zem’a radiyallahu anha kendine ayrılan gününü Aişe radiyallahu anha için hibe etmiş ve Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem de bunu kabul etmiştir. Bu da gösterir ki; kadın, kendisine ait olan sükna ve nafaka gibi bir haktan vaz geçebilir. Şayet bu caiz olmasaydı Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, Sevde radiyallahu anha’nın bu hakkından vaz geçmesine izin vermezdi.
3- Bu tür evlilikte birçok faydalar vardır. Kadının fıtrî tabiatinde bulunan dürtüler vardır ve bundan dolayı çocukla rızıklanır. Şüphe yok ki misyar nikahı, kadının kocasız kalması sebebiyle yaşayacağı sorunları azaltır. Özellikle boşanmış ve dul kadınlar için böyledir. Yaygın olan evlilik şeklinin ağır yüklerine güç yetiremeyen erkekler içinde iffetli kalmanın bir sebebidir.


[1] Burada birden fazla evliliği resmen onaylayan hükümetler veya tek evlilik yapacak kimsenin bu nikâhı resmileştirmesi kastedilmektedir.
[2] Sükna; kadının kocasına ait bir evde kalma hakkıdır. Misyar nikâhında kadın bu hakkından vaz geçer, kendine ait veya babasına ait bir evde kalır, geçimine dair kocasının nafaka yükümlülüğünü karşılamasından da vazgeçer. Geçimini ya kendisi ya da yakınları karşılar.

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)