Tercüme: Ebu Muaz
Soru: “İnsanların
bayram gününde birbirlerini ziyaret etmelerinin bidat olduğunu işittik. Bayramlarda
kardeşlerin ve insanların ziyaretleriyle ilgili olan hükmü açıklamanızı rica
ederiz.”
Şeyh
el-Elbani rahimehullah dedi ki: “Biz defalarca tekrar ettiğimiz için şu an
ayrıntıları zikretmeye gerek görmüyoruz. Özetle şöyle deriz: “Bayram gününde
dirilerin ölüleri ziyaret etmesi sonradan çıkarılmış işlerdendir. Zira bu,
şeriat koyucunun mutlak kıldığı şeyi sınırlamaktır. Şeriat koyucu ise hikmet
sahibidir. Sahih hadiste şöyle buyrulmuştur: “Sizi kabirleri ziyaretten
yasaklamıştım. Dikkat edin, artık ziyaret edebilirsiniz. Zira o size ahireti
hatırlatır.” Buradaki “ziyaret edin” sözü genel bir emirdir. Bu emri belli bir
zamana ve özel bir mekana tahsis ederek sınırlamak caiz değildir. Zira nasları
sınırlamak veya mutlaklaştırmak insanların vazifesi değildir. Bu sadece
alemlerin rabbinin vazifesidir, ki O, rasulü kerimini bununla mükellef kılarak
ona şöyle buyurmuştur: “Sana da zikri indirdik ki, insanlara ne indirildiğini
açıklayasın.” Mutlak olan bir nassın mukayyed olanını Nebî sallallahu aleyhi ve
sellem açıklamıştır. Genel bir nassın özel olanını Nebî sallallahu aleyhi ve
sellem açıklamıştır. Onun açıklamadıklarında ise takyid (sınırlama) ve tahsis
(özel kılma) yoktur. O zaman “artık ziyaret edebilirsiniz” sözü senenin her
günü için mutlaktır. Günler arasında fark yoktur. Gün içinde akşam, öğlen,
gündüz veya gece gibi zaman dilimleri arasında da fark yoktur.
Yine deriz
ki: bayram gününe özel olarak dirilerin ölüleri ziyaret etmesinde olduğu gibi,
bayram gününe özel olarak dirilerin dirileri ziyaret etmeleri de böyledir.
Bayram gününde meşru olan ziyaret; şiddetle üzücüdür ki, insanların bayram
namazını mescidlerde kılıp sonra dağılmaları sebebiyle ortadan kalkmıştır.
Onlara gereken şey, namazgahta hep birlikte toplanmalarıdır. Namazgah
(musallâ); bir beldede, bütün halkın buluşabileceği şekilde belde dışında
bulunur. Orada buluşur, bayram namazını kılar ve haliyle tanışırlar. Nebî
sallallahu aleyhi ve sellem’in hayatı boyunca devam ettiği bu sünnet iptal
edilmiştir. Yine burada uyarılması gereken, gerçekten önemli bir husus vardır: “Hepimiz
Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in şu sözünü biliriz: “Şu mescidimde kılınan
bir namaz, başka mescidlerdeki bin namaza bedeldir. Ancak Mescidu’l-Haram
bundan hariçtir.” Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in mescidinde kılınan bir
namaz böyle olmasına rağmen, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ramazan ve
kurban bayramı namazlarını bu mescidin dışında kılıyordu. Neden musallâda (namazgahta)
kılıyordu? Çünkü Müslümanların heryerden, civar karyelerden gelerek, hepsini
kuşatacak tek bir yerde; Medine’de toplanmalarını istiyordu. Zamanla insanlar bu
namazgahlarda uzaklaşarak; öncelikle Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in
sünneti bilmekten ve uygulamaktan uzak kalanların Nebî sallallahu aleyhi ve
sellem’in sünnetine göre tanışmasından uzaklaştılar. Bayram namazını, Cuma namazında
ve beş vakit namazda olduğu gibi mescidlerde
kılmakla yetindiler. Sünnete gelince, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem
hayatı boyunca buna devam etmiştir. Bir kere olsun bayram namazını mescidde
kılmamıştır. O bayram namazını sadece namazgahta kılardı.
Kaynak:
Şeyh Elbani’nin sitesi, kaset no: 527, fetva no: 13, Fetva no 9: Ölmüş ya da
hayatta olan akraba ve arkadaşların ziyaretinin bayram gününe tahsis
edilmesinin hükmü, saniye: 00:50:09/01:02:21
Ses kaydı linki:
http://www.alalbany.ws/alalbany/audio/527/527_13.rm
Soru:
İnsanların çoğunun yaptıkları gibi, ziyaretlerin bayram gününe tahsis edilmesi
hakkındaki hüküm nedir? Bazıları bunun sünnette gelen bir şey olmaması
gerekçesiyle uzak duruyorlar. Bu konuda ne söylenir?
Şeyh
el-Elbani rahimehullah dedi ki: “O bazılarına Allah bunu mübarek kılsın. Allah’tan
bizleri de o bazılarından kılmasını dileriz. Zira bizler her zaman ve daima deriz
ki, bu gün kardeşlerimizden biriyle bu konuda konuşurken şöyle dedim: “Ey falan!
Sen önceden bahsedilmemiş yeni bir davet işittin. Sen de: “Bu zamanda yaygın
olan bidatlerden birisi, (bayram gününde) dirilerin ölüleri ziyaret etmesidir
diyorsun. Aslında bu yeni işittiğin bir davet değil. Bunun aslı eskiden beri
mevcuttur. Bu da: “Bayram gününde dirilerin dirileri ziyaret etmesinin bidat
olmasıdır.”
Bundan dolayı
ilk oturduğunda Ebu Evfa’ya uyarıda bulundum. Dedi ki: “Ben sana bayram
tebriği için değil, ziyaret için geldim.”
Soruyu
soran: “Bayram tebriği için gitmek de ziyaret manasındadır” dedi.
Şeyh
Elbani: “Dil böyle gelmemiş midir? Gel falanı bayram tebriğine gidelim denince
ne anlaşılır?” dedi.
Soruyu
soran: “Bayramda ziyaret edelim demektir.”
El-Elbani: “Dirilerin
bayram gününde ölüleri ziyaret etmesi bidat değil midir?
Soruyu
soran: “Bu uzak bir kıyastır”
El-Elbani: Bu bir kıyas değildir.
Soruyu
soran: Ölü bu ziyareti hissetmez ve bundan faydalanmaz. Fakat diriler
arasındaki ziyaret sılayı rahim ve muhabbete sebeb olur
Soruyu soran: hayır.
El-Elbani: Güzel. Öyleyse
bayram dışında ziyaret ettiğin güzel gaye için neden bayramda da ziyaret
etmiyorsun?
Soruyu soran: Burada gaye
güzeldir, ancak ölülere gitmek bayramın sevinci ile bu çelişir
El-Elbani: işte bu
kıyastır. Bu cevap mı? (şeyh rahimehullah burada gülüyor) elcevap? Allah sana
mübarek kılsın!
Soruyu soran: Öyleyse iyi
bir adet bidat sayılır mı?
El-Elbani: “Dinle! Dirilerin
ölüleri zirayet etmesi konusu bu mantıkî, hatta felsefî illet için değildir! Felsefecinin
biri gelir, senin felsefeni geçer. Lakin cevap şudur: “Şayet bu bir hayır
olsaydı, (selef) bizi bunda geçerdi. Bu cevaba ne dersin?
Soruyu soran: Güzel…
Kaynak:
Şeyh el-Elbani rahimehullah’ın sitesi, kaset no:531, fetva no: 01 saniye:
00:00:46
Ses kaydı
linki: http://www.alalbany.ws/alalbany/audio/531/531_01.rm